İlk 2 bölümün recap'ini Hikaruivy 'den okumuştuk.
Henüz onu okumadıysanız bi koşu okuyup gelin. Tık Tık. Hikaruivy'nin yazısı çok beğenildiği için kendisi bunun bir mim olmasını teklif etti, bizler de neden olmasın dedik. Ortaya aşağıdaki yazı çıktı. Umarım hoşunuza gider.
3. bölümü naçizane kardeşim Başak ve ben ortak yazdık.
Evet başlıyoruz :)
|
Hollywood gören masum Eun Sung |
Şimdi 2. bölümün sonunda sinemada sözde saklanan ikili, filme dalıyor. Tan uyuyormuş gibi yapsa da, kızın öf püf anlamıyorum ki nidalarına dayanamayıp, cümleleri çeviriyor. Bazılarına yorum katıyor bebem. Bölüm sonunda kıza yüzünü dönmüş, soruyor senden hoşlanıyor muyum? Hımmm şimdi o şöyle oluyor, sen dizinin başrol oyuncususun kız da öyle. Ehh mecburen hoşlanacaksınız birbirinizden, sen bakma şimdi o elde edilmesi zoru oynuyor. Hayat zor, aşka yer yok bidi bidi ayaklarında ama eninde sonunda o da sana aşık olacak. Sıkıntı yok yani. Buraya kadar giriş bölümümüzü yazmaya yardımcı olan Sn. La Fea 'ya çok teşekkür ediyoruz. Devamını Selin ve Başak kardeşlerin anlatımıyla okuyacaksınız. Üzülmeyin La Fea gitmedi. 4. bölümün mimi onda. Yazımızın sonundaki linkten ulaşabilirsiniz... ^^
Eve geri döndüklerinde bavulunu alıp gitmeye niyetlenen Eun Sang, Kim Tan'ın atarıyla karşılaşır. (Bu çocuğun ergen atarları bitmeyecek gibi duruyor.) Tan, nişanlısının kapının önüne attığı (parçalayarak attığı) valizi içeriye geri taşır ve yine kızın gitmesine engel olur. Eun Sang ne kadar ''hadi ben gidiyorum Allah'a emanet'' dese de Tan duymamazlıktan gelir ve saçma sapan konuşmalar eşliğinde odasına çıkar. Bu sırada sekreter Yoon Tan'ı arayıp çiftlik evinde bir toplantı olduğunu, çiftlik evine gitmesini söyler. Ardından gelen sahnede Bo Na sağ olsun, yavru ceylanımız Chan Young 'un babasının Sekreter Yoon olduğunu ve onun da bir şeylerin varisi olmadığını öğreniyoruz. Bizde olsa kız nasıl baba demem diye gözünün içine bakar ama Bo Na nasıl da benimsemiş Sekreter Yoon'un peşinde 'Babacığım, babacığım' diye geziyor. Bu sahnede Ahjusshi filmine yapılan atıf epey hoşuma gitti. ^^
Daha sonra Bo Na yukarı çıkarak Hyo Shin kankasının yanına gider, ordaki kızlara bi' güzel fırça attıktan (ve ne kadar zengin olduğunu kızların gözüne soktuktan) sonra Hyo Shin ile yemek yiyip bi' yandan da yaşlılığın getirdiği zorluklardan bahsederek fiskos yaparlar.
Kim Tan iki dirhem bir çekirdek aşağı inip Hollywood'a daha sonra gideceklerini, bağıra çağıra Eun Sang'a evde kalmasını söyleyip (ben demiştim bu çocuğun atarları bitmeyecek diye) evden ayrılmak üzereyken...
O da nesi?!?!?!?!?!?!? Ölmedim, burdayım, beni özlediniz mi diye kim gelsin... Hikaru'nun deyimiyle bizim sarışın yavşak. Hastaneden çıkmış olmasına rağmen Let's party hard moodundan çıkamayan sarışın emerikalı koştura koştura Eun Sang'a yapışır. Sevdiceğini koruma içgüdüsüyle dolup taşan Tan kızı kaptığı gibi yanında götürür.
Los Angeles yollarında, kırmızı, üstü açık belli ki pahalı marka da bir araba ve en önemlisi de sürücü koltuğunda Kim Tan... (İyi de o arabada o yolculuktan sonra insanda hal mi kalır arkadaşım, ben olsam 1 hafta yatak döşek yatardım.) Anın büyüsü içerisinde bizim gün görmemiş kızımız Eun Sang yine elini camdan çıkarmak isterken Kim Tan'dan yüz bulamayınca tırıs tırıs elini geri çekiyor. (Endir o elin!!1!1!!! O bir kere olur )
Bu dizideki aile meselelerini kaçıncı bölüm oldu hâlâ çözemedim. Senarist sağ olsun kafa karıştırayım derken çorba yaptı. Kim Tan'ın anası kumasına kumpas kurmaya çalışıyor vs. ordan bi ton entirikalı şeyler gelecek (bu işten karlı çıkacak tek bir kişi olacak o da Chan Eun Sang ha hahaha ) ama ben geçlere yoğunlaşıyorum sn. okuyucu. Boşverin onlar kendi çukurlarında boğulsunlar :P
Kim Tan ağabeyinin de olduğu toplantıya gidip 3 sene sonra ağabeyiyle üzücü bir konuşma yapıyor. Bunun altından birşey çıkacak ya hadi hayırlısı. Bizim kız ah Amerika çiçeği, ah Amerika böceği diye etrafta gezinirken Kim Tan ve ağabeyinin konuşmalarına şahit olup, sessizce olup biteni anlamaya çalıştı ama bizim gibi o da bişey anlamadı.
Dönüş yolunda Eun Sang camlar kapalı olduğu için elini çıkaramamasının verdiği hüzünden olsa gerek ''Bir yaz gecesi rüyası'' gibi Amerikan zırvalıklarıyla Tan'cığımızın kafasını ütüler. Tan da ''Ne diyo bu kız yine ya'' derken önündeki kayaları son anda fark edip ufak çapta bir kaza yapar. Bu arada centilmenliğinden, korumacı kişiliğinden ödün verir mi sandınız. Yufka yürekli Tan'ım benim(!) Eun Sang'ı korumak için adeta kendini siper eder.
'Burası Amerika bebeğim böyle şeyler sıklıkla olur' diyerek havasını atan Kim Tan arabanın bilumum arızalarını bulmak için keşfe çıkar. Sevgili Tan'cığımız bizler için minnak bir sürpriz yapıp arabayı çalıştırmak için Eun Sang'ın güçlü kuvvetli(!) kollarından faydalanmaya karar verir. Tabii bu da bir işe yaramaz ve araba artık yeter diyip koyverir kendini. Bu sırada Eun Sang'ın ne kadar çok film izlediğini bir kez daha anlıyoruz. Bu küçük araba kazası onun gözünde adeta bir Teksas Katliamı adeta bir Scream olmuştur. Arabayı oracıkta bırakıp kalacak yer ve yardım bulma umuduyla biçare yürümeye başlarlar. Buldukları ilk motelde (bir klişe daha geliyor) aynı odada kalmak zorunda kalırlar.
|
Gözleri pörtlicek az daha zorlasa :D |
Hediyelik eşya dükkanından kaptığı tişörtlerle odaya giren Tan, ortalık yerde üstünü çıkarmaya başlar. Ee tabi kızımız edepli, bakmaz öyle şeylere. 'Aman da keşke baksaydım' demesi pek de uzun zaman almıyor tabii ki. Tamam bu sahne biraz daha doğal olmuş. Kandırmayalım kendimizi sn. okuyucu.
Akşam yemeğinde hoş beş ederlerken kızımızın kendine aşık çocuğu gay sanması da epey manidardı. Kim Tan ağabeyi olduğunu belirtmese öyle sanmaya da devam ederdi, bu kızdan beklerim ben. O gay mevzusu arasında yine bir Kim Tan hönkürmesiyle ödü b*kuna karışan Eun Sang bu sefer bayağı bi dengesini kaybeder... Kısa bir ''tutmasaydım düşüyordun'' sahnesinden sonra kızımız konuyu yine Amerikanvari şeylere bağlayı pancake yemek istediğini söyler. Hayırlısı be gülüm.
|
Hııııı Eun Sang sendi çünkü :P |
Odaya çıktıklarında Kim Tan yatağa kurulur, Eun Sang'da ''alışığım ben zaten'' edalarıyla kanepeyi kendine yatak yapar. Fırsat bu fırsat diyen Tan, Eun Sang'ın Jeguk Grup'a olan nefretini didiklemeye başlar ama sonuç alamaz. Çok(!) uykusu gelen Tan, yatağına yatıp beni ne kadar izlersen o kadar bana alışırsın mantığıyla Eun Sang'ın kendisini uyuyana kadar izlemesini ister. Amma velakin kıza totosunu dönüp konuşmaya başlar. Tam bu sırada 'hah bi klişe daha geliyor' diyecekken Tan arkasını dönüp kızın uyukladığını görüp dayanamaz ve onu izlemeye başlar.
İkilimiz mutlu mesut eve geldiklerinde ne görsünler... Yavru ceylanım Chan Young orada. Eksik olmasın Rachel cadısı yememiş içmemiş Eun Sang'ın yerini ispitlemiş.(O da haklı garip nişanlısını elinde tutmaya çalışıyor) Kıskançlık krizlerinin birinden çıkıp diğerine giren Tan ise Eun Sang'ın inatla gitmesine izin vermeyip yine eve girmesine vesile olur. Evinde kalması için çeşitli bahaneler üretse de ne Eun Sang ne de Chan Young 'u kandırmayı başaramaz. Üstüne üstlük Chan Young ve Kim Tan'ın da geçmişte hısım olduğunu öğreniyoruz.
Chan Young, Eun Sang'ı aldığı gibi kendi evine götürür. Bir takım para muhabbetinden sonra Eun Sang'a ne yemek istiyorsa seçmesini söyler. Ülkesine olan özleminden ötürü kendi yiyeceklerinden biri olan Acılı Pirinç Keki yemek ister ama bi' dahaki sahnede ellerinde lolipopla görürüz, sanırım yemekten sonra tatlı niyetine yediler. O anı ölümsüzleştirmek için selca'larını hesabına yükleyen Chan Young hana tul set diyemeden sevgilisinin kıskançlık krizlerinin hedefi olur. Eun Sang ise I ♥ California yazılı tişörtleri görür görmez hiç tipi olmayan(!) Kim Tan'ı düşünmekten kendini alamaz.
Bir ton ebeveyn zırvasından sonra çok şükür ki Choi Young Do'yu görme şerefine nail olabildik. Yalnızca bad boy hallerini değil 150 olan IQsunu da görmüş olduk.~~ Cınım galp galp~~ İkinci bölümdeki Myung So aegyo sahnesinin çok tutulmuşsa demek ki 3. bölümde de bi sevimlilik yapalım demişler sanki ve çok da güzel olmuş.
Chan Young ve Eun Sang'ın resimlerini tivitırımsı bir yerde gören Tan, kıskanıp sinirle kendini oradan oraya atarken aklına zoraki nişanlısıyla ertesi günün yıl dönümleri olduğunu hatırlar. Ertesi gün Rachel pılını pırtını toplayıp gitmeye hazırlanmışken Kim Tan gelip gönlünü almaya çalışır ve beraber alışverişe çıkarlar. (Aslında ayrılmak için kendine yer yapıyor :P ) E tabii Rachel cadısı rahat durur mu sözü döndürüp dolaştırıp Eun Sang'a getirir. ( Bu sahnede Kim Tan hiç rahat durmadı durup durup laf soktu. Oh olsun :P Rachel'a da üzülüyom ya la yine de ) Yediği laflardan sonra üstüne bir de tatlı bir şeyler yemek isteyen Rachel favori mekanları olan yere gitmek ister. Kim Tan gayet cool şekilde 'gitmeyelim Eun Sang orada olabilir' dedi ama Rachel 'görelim bakalım orada mı değil mi' diyerek kaşındı ve oraya gidip orada olan Chan Young ve Eun Sang'ın masasına oturdu. Bu sahnede Eun Sang kimin eli kimin cebinde mevzularının çoğunu öğrendi. Biz de Rachel 'ın eskiden Kim Tan'ın ağabeyinden hoşlandığını öğrendik.
Pancake mekanında esip gürleyen Rachel, otele döner ve Kim Tan'ın ağabeyi Kim Won'u görür. Otelde sıkıldığını söyleyip, nereye gidiyorsa kendisini de götürmesini rica eder. Geldikleri yer Kim Won'un annesinin mezarlığıdır. Bu sırada da yine karışık aile olaylarını keşfediyoruz. Büyük başkanın ilk karısı yani Kim Won'un annesi ölmüş, sonraki karısından çocuğu olmamış ve metresinden de Kim Tan dünyaya gelmiş *.* (hay maşallah)
Ağabeyinin Kore'ye dönüp dönmediğini öğrenmek için Sekreter Yoon'u arayan Kim Tan, Chan Young'un Sekreter Yoon'un oğlu olduğunu öğrenir ve Eun Sang'la görüşmek için Chan Young'u arar ama Eun Sang'la
görüşemez, Eun Sang'la görüştüğünde kendisini aramasını söyler. Ondan telefon beklerken odasının kapısında kendisine bir çift çorap bıraktığını görür.(42 numara ayağa 36 numara çorap mı hediye edilir? Neyin kafası bu Eun Sang?) Hediye olarak bıraktığı çoraplar yetmezmiş gibi Tan'ın lisesine gidip oradaki panoya da kendi çapında bi' not bırakır ve Kore'ye dönmek için yola koyulur.
Kader bu ya (!) havaalanına Rachel'ı Kore'ye yolculayan Tan'ın kollarında(!) Rachel'ı gören Eun Sang hiçbir şey görmemiş gibi davranıp arkasını dönüp gidecekken... Kim Tan son anda Eun Sang'ı fark edipCha Eun Sang, olduğun yerde kal' diye bağırıverir.
Bakalım Eun Sang ne yapacak? 4. Bölümün recap'i için
La Fea'nın bloguna uğramanızı önemle tavsiye ederim Sn. Okuyucu :)
Sevgiler...