"Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. 'Ne zaman' demişti, 'birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!'' işte F.Scott Fitzgerald böyle giriş yapmış Muhteşem Gatsby romanına. Edebiyat tarihinin en iyi 100 giriş cümlesinden biriymiş.
Okumak istediğim fakat fazla eski bir kitap olduğu için gözümü korkutan bu yüzden okuyamadığım bir kitap Muhteşem Gatsby ama bir gaflet anıma denk geldi ve filmini izledim. Önce filmi izlediğim için ilerde kitabı okuduktan sonra pişman olacağım gibi geliyor ama şimdilik pişman değilim iyi ki izlemişim. Belki kitabı bu kadar vurucu bu kadar sürükleyici bulmayacaktım bilemiyorum.
Konusu durağan ama merak uyandırıcıydı. Kafa yoruyorsunuz, ara sıra mistik şeyler bekliyorsunuz ama hiçbir şey umduğunuz gibi çıkmıyor. Açıklığa kavuşan bir olayın ardından merak edeceğiniz başka şeyler çıkıyor ve bu da durağan olan filmi izlemenize olanak tanıyor.
Titanik'ten tanıyıp bildiğimiz Leonardo DiCaprio diğer filmlerinde olduğu gibi bu filminde de döktürmüş. Filmi onun için izlemeye başladığımı inkâr edemem. Oscar'ı hak eden bir performanstı bana kalırsa.
Eklediğim resimlerden de anlayacağınız kadarıyla Di Caprio beni büyüledi. ^^
Di Caprio 'yu ve '20 lerin Amerikasının o şaşalı yaşamlarına ilginiz varsa mutlaka izleyin.
Yoksa da izleyin film çok güzeldi :)
Ufaktan spoiler içerebilir...
Kitapta durum nedir yapacağım bu yorum ne kadar sağlıklı olur bilmiyorum ama filmi izlediğimde bana sinir krizleri geçirten ana karakter Daisy 'i anlamakta güçlük çekmedim değil hani. Normalin aksine bir erkeğin sadakatine, aşkı için birçok şeyi göze alabilmesine karşın; kadının ise bütün bu olanlara rağmen kafasının bu denli karışık olmasının nedenini pek çözebilmiş değilim. Belki de filmde doğru yansıtılmadı, emin değilim. Kitabı okuyan ya da filmi izleyen arkadaşların bu konuda yorumlarını gerçekten merak ediyorum.
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder