Amy Engel - Kurucunun Kızı // Tanıtım Etkinliği

Yabancı yayınlarının kitaplarını severim, Daha önce de Tatlı Bela kitabının yorumunu blogumda sizlerle paylaşmıştım. Yazılarını henüz paylaşmamış olsam da yayın evinin daha birçok kitabını okudum. Yakında onlarla ilgili yazılarımı da okuyabilirsiniz umarım. 

Bu sıralar Yabancı Yayınlarından çıkacak olan Kurucunun Kızı ise merak ettiğim bir diğer kitap. Yakın zamanda okumayı umuyorum. Sizler de kitap hakkında fikir sahibi olun diye arka kapak yazısını, kitap hakkında yapılan yorumları ve kısa bir ön okuma parçasını paylaşıyorum.

Kurucunun Kızı  | Amy Engel
Yayın Tarihi: 08 Mayıs 2015

Arka Kapak:

Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer’lar ve Westfall’lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. Bu yıl benim sıram gelmişti. 
Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan’ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim.
 Çünkü Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım…


“Bir oturuşta okudum. İ-NA-NIL-MAZ-DI! O nasıl bir sondu öyle?!”  — Wendy Higgins, Tatlı Şeytan ve Tatlı Tehlike romanlarının yazarı

“Etkileyici ve ince düşünülmüş bir dünya, merak uyandırıcı bir başlangıç, cesur bir kahraman.” 
— Kirkus Reviews

“Güçlü karakterler, karmaşık ilişkiler, politik entrikalar ve ihanet, kitabı elinizden bırakmanıza engel olacak; daha fazlası için sabırsızlanacaksınız!” — School Library Journal

“Kurucunun Kızı’nda bir distopyada arayacağınız her şey var: tüyler ürpertici bir olay örgüsü, heyecan verici karakterler ve her kelimesi özenle yazılmış bir hikâye.”  
— Insightful Minds Reviews


Ön Okuma Parçası 

“Hepinizin bildiği gibi,” dedi, “gencin ismini okuyacağım, o da öne çıkacak. Sonra zarfı 

açacağım ve karısı olacak kızın adını okuyacağım.” Aşağı, bize baktı. “Lütfen isminiz 

okunduğunda sahneye çıkın. Eğer bittiğinde isminiz okunmadıysa, bu sadece komitenin bu 

seneki oğlanların hiçbiriyle iyi bir eşleşme yakalayamadığınıza karar verdiği anlamına 

geliyor.” Bize canlı bir gülümseme verdi. “Bunda utanılacak bir şey yok,” dedi, “elbette.” Ama 

seçilmemek utanç vericiydi; herkes bunu biliyordu. Kimse yüksek sesle söylemiyordu ama 

kimseyle eşleşmemesi kızın suçuydu. Her zaman kızda bir şey eksik bulunurdu, asla öbür 

türlü olmazdı.

Çağırılan ilk isim Luke Allen’dı. Sarışındı, burnuna saçılmış esmer şeker gibi çilleri vardı. 

Bayan Lattimer önünde ismi yazlı zarfı yırtıp açarken gözleri biraz büyüdü, krem kartı çıkardı. 

“Emily Thorne,” diye çağırdı. Arkamdan hışırtı ve heyecanlı mırıldanmalar geldi, kafamı 

çevirdim. Ufak tefek, karamel saçlı kız kendi sırasında oturan kızların dizlerini geçti. 

Merdivenlerden sahneye ilerlerken birazcık tökezledi ve Luke elini almak için aceleyle öne 

ilerledi. Bazı kızlar, sanki bu gördükleri en romantik hareketmiş gibi iç çektiler ve ben 

gözlerimi yuvalarında, yerli yerinde durması için zorladım. Luke ve Emily rahatsızca dikildiler, 

birbirlerine kaçamak bakışlar attılar, sonra sıradaki çiftin ilan edilmesi için sahnenin kenarına 

kışkışlandılar.

Kalın zarf yığınını bitirmek saatler sürmüş gibi geldi. Ve o zaman bile oturan bir sürü kız 

vardı, yanımda olan da dâhildi. Bayan Lattimer son zarfı tutarken yanaklarından gözyaşları 

akıyordu. Ona sevinmesini, bu akşam eve gidebileceği ve gelin olmak dışında hayatında 

neleri başarmak istediğine karar verebileceği için mutlu olmasını söylemek istedim. Ama 

sözlerim soğuk bir rahatlatma olacaktı. Çünkü herkesin bu kız hakkın hatırlayacağı tek şey, 

eve evlenmeden döndüğü ve günün sonunda seçilmemiş olduğuydu.

Bayan Lattimer omzunun arkasından kocasına baktı ve başkan ayağa kalktı, podyuma 

yaklaştı. Uzun bir adamdı; oğlunun boyunu nereden aldığını görmek kolaydı. Koyu saçları 

zamansız şakaklardan grilerle lekelenmişti, çenesindeki çukur güçlüydü. Soluk mavi gözleri 

kalabalığı inceledi, benim üzerimde duraksadı. Omuriliğime bir titreme geldi ama bakışlarına 

karşılık verdim.

“Bugün özel bir gün,” dedi. “Normalde olduğundan daha da özel. Yıllar önce, savaştan 

sonra, nasıl tekrardan inşa edeceğimize dair anlaşmazlık vardı. Nihayetinde iki taraf bir 

uzlaşmaya varabildi.”

Savaşı bir anlaşmazlığa, mecbur bırakılmayı uzlaşmaya döndürmesini ilginç buldum. Bize 

anlattığı hikâyelerdeki kelimeleri çarpıtmada hep uzman olmuştu.

“Hepinizin bildiği gibi, babam Alexander Lattimer en sonunda kontrolü ele geçiren gruba 

liderlik etmişti. Ve Samuel Westfall ona karşı çıkmış ancak zaman içinde, gelecek için 

babamın vizyonunu kabul etmişti.”

Bu yalandı. Büyük babam asla Westfall için Lattimer’ın vizyonunu kabul etmemişti. 

Demokrasiyi, insanların oy hakkının olmasını ve hayatları hakkında söz sahibi olabilmelerini 

istemişti. Sürekli büyüyen, hayatta kalmayı başaran grubu, bu şekilde tutarak ve yerleşecek 

bu yeri bulana dek sürekli hareket ederek yıllarını harcamıştı. Sonra kendisi ve soyundan 

gelenler için bir hanedanlık isteyen Alexander Lattimer tarafından hepsi elinden koparılıp 

alınmıştı.

Kafamı kalabalıktaki babama ya da Callie’ye çevirmeye cesaret edemedim. Bunca yılın 

ardından duygularını saklamakta becerikliydiler ama ben gözlerindeki öfkeyi okuyabilirdim ve 

kendi gözlerimde gözükmesine izin veremezdim.

“Ve bugün, ilk defa bir Lattimer ve Westfall arasında bir evlilik oluyor,” dedi başkan 

Lattimer gülümseyerek. Bana içten göründü ve belki de öyleydi. Ama ben ayrıca bu evliliğin 

onun için ne demek olduğunu da biliyordum. Gücünü sabitlemek için başka bir yoldu ve buna 

çok memnundu. Babamdan sonra başka bir Westfall olmayacaktı. Başkan Lattimer için 

Westfall soyunun sona ermesi yeterli değildi; benim çocuklarımı da Lattimer’lara çevirmeliydi.

“Şimdiye dek ailelerimizden hiçbiri kız üretmekte pek başarılı olamamıştı.” Başkan 

Lattimer devam etti. Kalabalıktan hafif gülüşme sesleri geldi ama kendimi katılmaya 

zorlayamadım, katılmam gerektiğini bilsem bile. Gülüşmeler kesildiğinde, Başkan Lattimer 

herkesin görmesi için zarfı kaldırdı. “Başkan’ın oğlu ve Kurucu’nun kızı,” diye duyurdu.


***
Sevgiler...


2 yorum:

  1. Neden bilmiyorum ama biraz yazarda Kiera Cass havası hissettim, yazım tarzını ona benzetmiş gibi veya konu olarak öyle geldi. Seçim filan derken biraz kolaya kaçılmış gibi ama aynı zamanda hoşuma da gitti :Dd Bakalım ne olacak :Dd

    YanıtlaSil
  2. Beni Seç serisini okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım :) Konu olarak benzetmiş olabilirsin haklısın.
    Elimdeki kitaplardan sıra gelirse muhakkak okumak istediğim kitaplardan biri bu da. ^^

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma