Söze nereden başlayacağımı bilememenin burukluğu içerisindeyim. Uzun zamandır bloguma çok beğendiğim bir filmin yorumuyla gelemedim bunun için de ayrı üzgünüm -_- Arkadaşım Nilay'la hafta sonu film gecesi yapalım dedik. Filmimizi seçtik. Tarz olarak komediydi vs. Filmin ilk yarım saati neye uğradığımızı şaşırdık. Inception izlerken bu kadar kafa karışıklığı yaşamadım çünkü.
Konusu eleman azaltımına giden bir dergide fotoğrafların negatifleri üzerinde çalışan Walter'ın işten çıkarmadan önceki son sayı için çok önemli olan kapak fotoğrafını kaybetmesi ve Walter'ın negatifi bulmak için çıktığı macerayı anlatıyor özetle.
Film bu konu üzerinden basit bir şekilde ilerlemiyor. Walter hayalgücü çok kuvvetli bir insan olduğundan filme dalıp gittiğiniz bir anda kendinizi apayrı bir film izlerken buluyorsunuz. Başlarda neye uğradığımı şaşırmam ve filme anlam verememem bu yüzden. 'Sanırım sonunda ya bir rüyadan uyanacak ya da herşey hayal ürünü çıkacak' dediğim bile oldu. Ama tüm bu hayaller Walter'ın asosyal ve utangaç kimliğinden kaynaklı bir durumdu. Yaşamak isteyip yaşayamadıkları yüzündendi ve negatifi bulmak için yaşadığı maceralar Walter 'ın kişiliğinde de büyük ölçüde değişikliğe neden oldu. Sabredip izlerseniz sonlara doğru anlıyorsunuz bunu. :)
 |
| Filmin en sevdiğim sahnesi buydu. |
Filmi anlamakta zorlandığım için size aktarırken de kafa karışıklığımla sizleri boğduysam üzgünüm.^^
Filmin sonu tahmin edilebilirdi ama güzeldi. İlginç filmleri ve Ben Stiller 'ı seviyorsanız filmi kaçırmayın. Yine de mutlaka izleyin diyebileceğim bir film değil
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder