Mim; Bir Kitap Olsam

Uzun zamandır mimlenmiyordum. Bu mim çok mutlu etti bana paslayan sevgili Düda ve Sawako 'ya teşekkür ederim ^^ Mimin bana paslandığını duyduğumdan beri ne yazsam diye düşünüyorum. Hiçbir şey bulamadım. Artık ne yazacaksam anlık duygularımla yazacağım. Kendini anlatmayı beceremeyen ketum bir insandan daha fazlasını beklemeyin. Umarım yazının sonuna dek dayanabilirsiniz :)

Bir kitap olsaydım adı Kararsız Karamsar olurdu.
Hiçbir zaman kararlılıkla şunu yapmalıyım diyemedim hep şu mu daha iyi olur yoksa bu mu diye kendi kendimin bazen etrafımdakilerin beynini yedim durdum. Bu kararsızlığım karamsarlığıma sebep oldu. Ya da tam tersi karamsarlığım yüzünden kararsız oldum emin değilim. Ama tüm bunların hayatıma olan sevimli, eğlenceli yansımaları yazardı sayfalarımda.

Kitap kapağında ''İsmine aldanmayın bu aslında hayat dolu bir kitap.'' yazardı.


Kapak resmi ismine inat umut dolu ve renkli bir tasarımına sahip olurdu.


Önsözde; Yazarı olarak söylemek isterim ki çok fazla beklentiniz olmasın bu kitaptan yine de herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği, içinizi ısıtacak, çerezlik bir roman oldu. Hayatım boyunca nazımın geçtiği herkese, tüm deliliklerime ve uyuzluklarıma katlandıkları için bu kitap aracılığıyla teşekkür etmek isterim. İyi ki hayatıma girdiniz...

Arka kapakta ise bestseller yazmaz, çok satan roman yazarlarının övgü dolu cümlelerine yer olmazdı.
''Kendi halinde biriysen bu kitap tam sana göre. Büyük beklentilerin varsa raftan başka bir kitap seç. '' yazardı. 

Bu güzel mim için Nabrut 'a çok teşekkür ederim. Gerçekten anlamlı bir mimdi altından kalkabilmişimdir umarım.
Ben de bu muhteşem mimi
Saklı Dünyam 
Mavi Kalem
Glorrry Books
Kore Delisi 
Kronik Okur
bloglarına paslamak istiyorum. Umarım onların da hoşuna gider bu mim.

Sevgiler...

Love Forecast (2015)


Kore sinemasında romantik komedi film izleyebilmek çölde vaha bulmaya eş değer hale geldi. Love Forecast 'i de fragmanları dönmeye başladığından beri bekliyorum. Hazır altyazısı da gelmiş, izlememek olmazdı.

Başrol oyuncularının kalitesine, afişine güvendiğim film maalesef beni yarı yolda bıraktı. Çocukluktan beri birbirini tanıyan iki arkadaşın başkalarıyla olan ilişkilerini konu alıyor ilk başta daha sonra da aslında birbirlerine ne kadar bağlı ve sevgi dolu olduklarını fark ediyorlar. 

Böyle bakınca film izlenesi duruyor. Ama filmin işlenişi üzgünüm ki beklentilerinizi karşılayacak şekilde olmamış. Baş karakterler arasındaki aşk hikayesini görebilmek için neredeyse bütün film boyunca bekledim. Yer yer hızlanan ama çoğunlukla durağan, fazla akmayan bir film olarak kaldı benim aklımda.  Halbuki çok sevimli iki başrol oyuncusuyla mükemmel bir aşk filmi çıkabilirdi ortaya. 


Moon Chae Won 'u kayıtsız, suratsız bir karakterdense deli dolu biri olarak görmek de güzel oldu. Ona bu roller yakışıyor bence.

Lee Seung Gi 'yi de en çok bu filmde bu kadar kılıbık bir rolde izledim sanırım. Yakışmasına yakışıyor ama havalı rollerde izlemek daha çok hoşuma gidiyor benim. 


Sizin bu konudaki düşüncelerinizi duymayı çok isterim ^^

Ayrıca filmdeki kıyafet seçimleri çok güzeldi. Moon Chae Won 'un giydiği gömleklere bayıldım. Aynı şekilde
Lee Seung Gi 'nin ceket tişört tarzı ona çok yakışmıştı. Söylemeden geçmem olmazdı :)
Oyuncuları gerçekten çok seviyorsanız filmi izleyin derim ama romantik komedi bir filmden beklediğiniz verimi alamayacağınızın uyarısını da tekrar yapmaktan kendimi alamıyorum.



Sevgiler...

The Rewrite (2014)


Hugh Grant... 20 li yaşlarının ortasına gelmiş genç bayanların, hepsinin değil belki ama çoğunun ilk gençlik yıllarında hayran olduğu isim.  - Şimdi böyle yazınca kendimi epey yaşlı hissettim ama neyse - Yaşına rağmen hâlâ karizmasını koruyor. Tamam yakışıklı diyemem belki artık ama karizması yerinde. Bu filmle de bunu görmüş oldum.

Bir kaç ay önce afişine denk gelip altyazısını beklediğim filmi sonunda izleme fırsatını yakaladım. Gençliğinde yazdığı senaryo ile tüm Hollywood sineması severlerini kendine hayran bırakmış ama daha sonra bu ayarda senaryo çıkaramadığı için işleri kesat giden bir adamın mecbur kaldığı için ücra bir üniversitede öğretim üyeliği yapmasını konu alıyor.

İtiraf ediyorum konusuyla ilgili hiçbir bilgim yoktu hatta afişinden vasat bir film olduğu aşikârdı ama neylersiniz Hugh Grant oynuyordu ve izlemeliydim. :) Maalesef ki bu film de beklentilerimi karşılamadı sevgili okuyucum. Aralarda dönen birkaç espri ve ailenizle kaliteli zaman geçirip birbirinizi ne olursa olsun sevin mesajı dışında filmi izletebilir faktör bulamıyorum. Bu sebeptendir ki Hugh Grant sevdanız yoksa filmi izlemenizi tavsiye etmiyorum.


Blogumu takip eden biriyseniz bu aralar izlediğim filmlerden çok da keyif almadığımı fark etmişsinizdir. En azından sizler için izlenmemesi gereken filmler listesi çıkarabilecek düzeye geldim değil mi ? :) Ah yoksa ben mi filmleri beğenmiyorum? Ne dersiniz??? 

Kocan Kadar Konuş Filmine Dair...


Kocan Kadar Konuş yazımda kitapla ilgili düşüncelerimi belirtmiştim. Vizyondan kalkmadan filmi izleyebilme fırsatına kavuştum. Uzun zamandır bu kadar güzel bir film izlediğimi hatırlamıyorum.
Çerezlik demişim önceki yazımda, kendimi acayip kınadım filmi izledikten sonra. Gayet izlenesi bir romantik komedi filmiydi. 

Filmi izleyen erkeklerin kadınlar kadar keyif alacağını düşünmüyorum. Çünkü anlatılan olayların çoğunu yaşamış bir izleyiciyle olayın ne denli vahim olduğunu bilemeyen bir izleyicinin alacağı keyfin aynı olabileceğini sanmıyorum.

Bir kitabın filminden daha güzel olduğuna çok az şahit olmuşumdur. Oyuncuları karakterlerin, filmin hatta kitabın hakkını sonuna kadar vermişler. Oyuncuların birbiriyle olan uyumunu hissedebiliyorsunuz. 
Efsun karakterinin odasında asılı olan resimlerdeki ince mesajlar yerine ulaştı. En azından benim için. En çok gözüken ve benim sevdiğim 'Kitabı Filmiyle Yargılama' -umarım yanlış yazmamışımdır-  Ayrıca kütüphanesinde bulunan neredeyse tüm kitapların DEX yayınlarına ait olması da gözümden kaçmış değil. :) Filmdeki Selin karakteri de kitabın yazarı Şebnem Burcuoğlu imiş. Bu da beni şaşırtan bir bilgiydi.

Murat Yıldırım 'ı daha fazla gözükeceği bir romantik komedide görmeyi gerçekten çok isterim. TV de hep ağır rollerde görmüşlüğüm var. Romantik komediye çok yakışmış. İzleyici bekliyor Murat bey ^^

Vizyondan kalkmadan mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler...

Sevgiler...


Başlayanlar / Lissa Price


Bu kitabı uzuuun zaman önce okudum ancak yazmaya fırsat bulamadım. Yine de çok beğendiğim bir kitap olduğu için hem blogumda bulunsun hem de sizler kitaptan haberdar olun diye bende bıraktığı izler doğrultusunda ufak bir post yazmak istedim.

Distopya kitapların fantastik kitaplara nazaran daha güzel olduğunu düşünüyorum. Daha akıcı ve maceralı içerikli oluyor. Başlayanlar da distopik bir kitap ve serinin ilk kitabı. Henüz ilk kitabı okudum ancak 2. kitap Sonlayanlar için de fiyatların biraz daha makul olmasını bekliyorum ^^

Her zaman olduğu gibi konusundan spoilersız bahsetmek istiyorum. Biyolojik bir savaş sonucuda orta yaşlı tüm insanlar ölüyor. Sadece gençler ve yaşlılar var. Büyükanne ve büyükbabaları olmayan gençler ise maddi zorluklar yüzünden beden bankasına bedenlerini satmak zonunda kalıyorlar. Yaşlılar bu beden bankasında beğendikleri bedenleri para karşılığında alıp ruhlarını aktararak belli bir süre bedenlerin sahibi oluyorlar. Ve özlem duydukları gençliklerine kavuşuyorlar. Callie de bedenini beden bankasına satan gençlerden biri ancak durumda bazı problemler çıkması kitabın esas konusunu oluşturuyor. 

Dex Yayınlarından çıkan kitapları takip etmeye çalışıyorum. Kaliteli ve okunası oluyor hep. Sizlere de takip etmenizi tavsiye ederim. Okuduğum kitabın kapağını da sevmek isteyen bir okur olduğumdan dolayı Dex Yayınları bu konuda göz dolduruyor diyebilirim. 

Siz de bu seriye başlamak istiyorsanız ya da kitabı ilk defa gördüyseniz tereddüt etmeyin derim. Mükemmel değil ama okuması zevkli bir kitap. Okuyanların yorumlarını da bekliyorum.

Sevgiler...

Game of Thrones 5. Sezon

Başlamasına günleri hatta saatleri geri saydığımız dizi Game of Thrones nam-ı diğer GoT bugün başlıyor. Ben dizi başladığından beri izleyen sadık izleyenlerden değilim maalesef. 2014 Eylül ayında başlayıp Aralık gibi bitirmiştim 4 sezonu. Bunun en iyi yanı her hafta beklememekti. Elbette şimdi olduğu gibi sezon aralarında bekleme derdi de yoktu. Yaklaşık, siz güncel izleyenlerin beklediğinin yarı zamanı kadar bekledim belki ama bu bile özlememe yetti. :)


Trailrerlardan ve afişlerden de gördüğümüz kadarıyla bu sezon Khaleesi 'nin ve Tyrion Lannister 'ın sezonu olacak gibi. Öyle de olmasını umuyorum çünkü başta Tyrion olmak üzere bu ikili favori karakterlerim. Güncel takip edeceğim bu sezonda, favori karakterlerimin ilgi odağı olmasını çok isterim. ^^

Uzun zamandır görmeyi beklediğim karakter Jaqen H'ghar 'ı bu sezon görebileceğimiz dedikodularını okudum. Umarım doğrudur. Kendisi 4 sezon boyunca sahnelerini ilgiyle izlediğim yegane karakterlerden.

Tek sabırsızlananın ben olmadığımı bildiğim için mutluyum. 
Şimdiden hepimize iyi seyirler...

Edit: Daha biz izledik, izleyeceğiz derken Game of Thrones 'un 5. sezon ilk 4 bölümü internete sızdırılmış. Kimin yaptığı belli değilmiş ancak diziyi yayınlayacak kanallara gönderilirken ele geçirildiği düşünülüyormuş. Hatta gelen bölümlerin Türkçe altyazıları şimdiden çevrilmiş bile. 
Her hafta 1 bölüm izlemeyi düşünüyorum umarım spoiler yemekten bu sızdırılma olayından kendimizi koruyabiliriz. 
Kamu spotu notu: Bu heyecanla 4 bölümü birden izlersek bir ay izleyemeyeceğimizin bilincinde olalım. 

Sevgiler...

Kuralsız / Veronica Roth

Zaman ne çabuk geçiyor yahu. Uyumsuz postunu sanki geçen ay yazmış gibiyim. 1 yıl geçti ve Kuralsız da sinemalarda vizyona girdi. 
Kitabı filme gitmeden hemen önce okudum ki bu durum yararıma oldu. Filmdeki olaylara değişikliklere daha çok hakimdim o yüzden. Balık hafızalı bir insan olduğum için detaylar aklımdan uçup gidiyor. 


Kardeşim Kuralsız 'ın Uyumsuz 'a göre daha yavaş ilerlediğini söylemişti ancak bir önce okuduğum Fısıltı- Çığlık kitaplarından bunaldığımdan benim için su gibi aktı diyebilirim. Kitaptan sıkılmadım ama konu itibariyle esas karakterlerin sürekli bir yerden bir yerlere yolculuk halinde olmaları belli bir sayfadan sonra kafamın karışmasına sebep oldu. Yine de Dört 'ün varlığı yeterdi ve Kuralsız 'ı da Uyumsuz kadar keyifle okudum.

Uyumsuz 'da Cesurluk topluluğundan kaçan Tobias, Tris ve arkadaşları topluluklarda oluşan çatırdamalar yüzünden sisteme çare arıyorlar. Detaylı konu açıklaması yapıp okumayan ve izlemeyenlerin keyfini kaçırmak istemem.

Filmde kitaba kıyasla gözle görülür değişiklikler yapmışlardı. Filmin sonu ve kitabın sonu aynı kapıya çıksa da gidiş yolları farklıydı. Bu oynamaların belli bir süreye sığdırmak istedikleri için yapıldığını düşünüyorum. Esas karakterlere bu sebepten özen gösterip kitaptaki yan karakterlere filmde yer verilmemesini de bu süre kısıtlamasına bağlıyorum. Yine de filmin kötü olduğunu söylemiyorum elbette. 


Uyumsuz' un filmini izlediyseniz ya da kitabını okuduysanız vizyondan kalkmadan Kuralsız 'ı izleyerek gününüzü güzelleştirebilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler. Eğer filmi izleyip kitabı okuyanlardansanız düşüncenizi aşağıya yorum olarak bırakmanızı 'dört' gözle bekliyorum ^^


Sevgiler...

Çığlık - Becca Fitzpatrick

hush hush
Fısıltı yazımda seriyle ilgili ilk gözlemlerimi paylaşmıştım. Serinin 2. kitabı olan Çığlık ile ilgili görüşlerime geldi sıra ^^
Fısıltı 'da aradığımı Çığlık 'ta bulabilirim sandım ama yanılmışım hem de fena halde. Maalesef ki gençler bu kitap beni Fısıltı'dan daha çok baydı. Neden olduğunu anlayamadım daha önce fantastik kitap okumadım o yüzden desem o da değil okumuşluğum var. İte kaka okudum resmen kitabı.

Önceki yazımda da bahsetmiştim sanırım beklentilerimi bloggerlar ve kitap yorumlayan arkadaşlar fazla yükselmiş olmalılar.

Esas konuyu bu kitapta bile tamamen oturtamadım. Nefil nedir Baş Melek kimdir vs. Yardımcı olabilecek bir okursanız eğer yorumu aşağıya bırakın lütfen. ^^

Söylemezsem içimde kalacak en önemli konu ise hikayenin 'love story' bölümünü bu kitapta mahvetmişler. Karakterler ilk sayfalar haricinde neredeyse bir araya gelemediler bile. Bunun tüm kitap boyu sürmesi de beni kitaptan soğutan başka bir neden.

Aslında bakacak olursanız serinin filmini izlemeyi kitabını okumaktan daha çok isterim. Daha önce de ifade ettiğim gibi konu olarak güzel ama işlenişinde sıkıntı var gibi geldi bana. İnternette serinin filminin çıkacağı dedikoduları çığ gibi büyümüş olsa da yazar internet sitesinde dedikodulara son noktayı koymuş. Yazarın kendi yazdığı açıklamayı çevirdim alttan okuyabilirsiniz.

 '' Merhaba millet,
Hush Hush filmine olan desteğiniz için teşekkür etmek isterim. Bu projeye olan sevginiz ve tutkunuz inanılmaz. Bununla birlikte film ile ilgili sizinle paylaşmak istediğim haberlerim var. Maalesef bu haberler duymak istediğiniz haberler değil. Şu an Hush Hush'ın filmi ile ilerlemek için doğru zaman değil ve LD şirketiyle film seçeneği belirlenmedi. Bu yüzden büyük hayal kırıklığına uğrayacağınızı biliyorum. Nora ve Patch için doğru kararı vereceğime güvenmenizi umuyorum. Filmin gelecekte çekilmeyeceğini söylemiyorum ancak şu an değil. 
Tekrar teşekkürler,
Becca  ''

Bu seriyi EsKaymak ile okuduğumu Fısıltı yazımda belirtmiştim. Onun görüşlerini okumak için TIK. 


Sevgiler...



Plus Nine Boys (2014)


Batıl inançlarınız var mı? Goo Bok Ja 'nın var ve batıl inançlarıyla evindeki erkeklerin -3 oğlu ve kardeşi- hayatını zindana çevirmiş durumda.  Bir çok batıl inancı var ama ailesinin başına 9lu yaşlarda geleceğine inandığı talihsizlikler en çok korktuğu şey olmuş. Aile efradında herkesin 9 lu yaşlarda başına bir şey gelmesi de bu korkusunu destekler nitelikte.
9, 19 29 yaşlarındaki oğulları ve 39 yaşındaki erkek kardeşini  tüm bu aksiliklerden korumayı kendine görev edinmiştir Bok Ja Hanım. Peki engel olabilecek mi dersiniz?

Dizide 4 ayrı hikaye birden var. Tabii ki hepsinde aşk hikayesi var :)
Ben en çok 29 ve 39 'u sevdim. 
9 yaşlı hikâyedeki çocuğun rolünün 'rol yapamayan çocuk aktör ' tavırları arada güldürdü arada gıcık etti ama böyle sevimsiz bir çocuğu bulmak için epey aramış olmalılar :D

19 yaşlı hikâyedeki kız A Pink 'ten Park Cho Rong 'muş. İzlerken öğrenmiştim. Çocuk da şimdilerde yeni draması için hazırlık yapan BTOB'dan Yook Sung Jae, Hikayeleri güzel başladı ama araya anlaşmazlıklar girdikten sonra beni biraz baydığını itiraf etmeliyim. 

Favorilerimden biri 29 yaşlı hikâyeydi. Sanırım kendi yaşımdan dolayı, neyse bu konuya girmeyelim -_-
Belki bir kısmınız Pinokyo dizisinde tanımıştır Kim Young Kwang ' ama aslında Good Doctor 'ın yakışıklı doktoru olarak kalbimize taht kurmuştu bir kere burada sevmezsek kalbimiz kururdu ^^ Hikayesinin kadın karakteri Kyung Soo Jin ile uyumlulardı. Sevdim onları ve hikayelerini ben.

Favorimin bir diğeri 39 yaş hikâyesinin baş karakteri Oh Jung Se ahjusshi yi çok sevdim. PD olmanın verdiği yetkiyle giydiği kıyafetler kendisini 2 kat daha havalı göstermişti. Sevdiği abla Yoo Da In 'in gel gitleri baysa da ahjusshi nin hatrına hikayeye dayanabilmiştim. 

Dizinin bonusu ise hiç şüphesiz Kim Hyun Joon ^^ 2. erkek karakter olmak kolay değildir farklı bir imaj ister hatırlatmak isterim. 

TvN draması olduğu için OST u da farklı ve dinlenesi şarkılardan oluşuyordu. Bu yönüyle de hoşuma gitti. İzlemenizi önerir miyim vaktiniz varsa evet ama vakit sıkıntınız varsa daha güzel diziler önerebilirim size. İzlediyseniz de yorumlarınızı beklerim ^^

Teaser

Sevgiler...




Rexona Black and White Deodorant İncelemesi

Deodorantlar vücudumuzda terleme yoluyla kötü kokuların oluşmasını engellemeye yarayan ürünlerdir. Benim için parfümden bile önemlidir. Keza ter kokusunu hiç bir parfüm maskeleyemez. Bu sebeple güne başlarken deodorant kullanmak şart. Bugün de sizlerle yıllardır severek kullandığımız Rexona markasının Black and White Deodorantı hakkındaki yorumlarımı paylaşacağım;
Yaz kış ve günün her anında terleriz. Terlemek için spor yapmak ya da havanın çok sıcak olması gerekmez. Hatta ben spor yaparken pek terlemem bile. Benim vücudumda stres ve heyecan gibi duygusal değişimlerde terleme daha fazla olur. Kendi vücudumda fark ettiğim bir detayda stresse bağlı olarak terlediğim zaman normal tere göre daha kötü bir koku oluşması.. Bu sebeple deodorant konusunda daha fazla hassasım ve dolayısıyla her ürün beni aynı derecede memnun edemiyor. Ayrıca eşimde çok terleyen biridir keza o da deodorant konusunda benden daha da pimpiriklidir. Bu konuda ikimizin de yıllardır severek kullandığı marka Rexona... Bunu bir reklam olarak algılamayın ben arada bir farklı markaları denesemde eşim asla vazgeçmez bana ve kendine hep Rexona alır. Zaten Deodorant dolabımızdan da ciddiyetimizi görebilirsiniz.

İkimizde ter kokusuna karşı pudralı deodorantları daha başarılı buluyoruz. Ancak kıyafetlerimizde kalıcı izlere neden olması canımızı sıkıyor. Özellikle eşim işi nedeniyle sürekli beyaz ya da koyu gömlekler giyindiği için gömleklerinin koltuk altında sarılaşan lekelere neden oluyor.. Terden dolayı rengi değişen gömlek, bluz görüntüsü gerçekten çok irrite edici...


Pudrasız deodorantlar Anti-Perspirant özelliği olmadığı için sadece kokuyu maskeliyor ve geçici çözüm sunuyor. Pudralı deodorantlara göre etkisi daha zayıf yani gün boyu etki sağlamıyor. Bu sebeple pudrasız deodorantları da açıkcası pek başarılı bulmuyorduk. Ancak son alışverişimizde meraktan  Rexona 'nın Siyah kıyafetler üzerinde beyaz iz bırakmayan, beyaz kıyafetlerde ise sarı lekeler bırakmayan  Black + White deodorantını aldık. Pudrasız olması ilkten acaba dedirtse de kullandıktan sonra fikrimiz değişti. Diğer pudralı deodorantları gibi ter kokusu oluşmasını engelliyor ve + olarakta kıyaferlerimiz de iz bırakmıyor. Her sıkışta tazelenmiş ve temizlik hissini yaşatıyor. Bu sebeple ikimiz de gayet başarılı bulduk. Ayrıca Paraben bulundurmaması da +1. Eğer siz de pudralı deodorantların leke bırakmasınızdan şikayetçiyseniz Rexona Black & White deodorantını denemenizi tavsiye ederim.
Güzel kokmak hem kadın, hem de erkek için dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Bu sebeple kişisel bakımımıza özen göstermeliyiz ve günlük olarak deodorant kullanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.
Bu içerik http://www.chunlibeauty.com/ tarafından hazırlanmıştır.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma