11.22.63 (2016)


11.22.63 bir Stephen King romanı uyarlaması dizi. Instagram 'da bir yabancı dizi öneri sayfasında gördüm ismini. Ne kadar garip bi isim bu böyle dedim ilk başta. Zaten ilk dikkat çeken şey ismi. Bir de resmi gördüm tabii o da bir altta gördüğünüz resimdi. Çok samimi geldi. Sonra konusuna şöyle bir bakınca zaman yolculuğu ile alakalı şeyler okudum. Ve zaman yolculuğu kavramı benim yumuşak karnım olduğundan hemen izleme listeme ekledim.  


Çok ilginç olan isminin anlamı ise şu Amerika'nın en sevdiği başkan Kennedy'nin suikaste uğradığı gün. Zamanda yolculuk yapabilen Jake Amerika'yı hatta dünyayı daha iyi bir hale getireceğine inandıkları başkan Kennedy'nin suikastini engelleyip Kennedy'yi ve dolayısıyla dünyayı kurtarabileceğine inanarak bu işe girişiyor.

Dizi 8 bölüm tam tadında, iyi senaryo ve iyi oyunculuklarla bezeli bir sekiz bölüm sizi bekliyor diyebilirim. İzlerken bir yandan hiç bitmemesini bir yandan da finalinde beni neler beklediğini merak etmediğim tek bir bölüm olmadı.

Sadie 'yi canlandıran Sarah Gadon ne kadar güzel bir kadın... Karakterinin güzelliği belki de onu bu denli gözümde güzelleşmesine sebep oldu bilemiyorum ama başka dizilerde de görmeyi çok isterim.

Jake 'e hayat veren James Franco ise resmen diziyi tek başına götürdü diyebilirim. Oyunculuğunu çok beğendiğim biri oldu. Hatta varsa başka dizileri onları da izlemeyi isterim yani :)

Lafı daha fazla uzatmayayım da bir an önce gidip bu diziyi bir solukta izleyin benim gibi. Merak etmeyin dizi 1960'larda geçiyor olsa da asla sıkılmaya fırsat bulamıyorsunuz ^^ Bittiğinde benim gibi bir kaç hafta kendinizi boşluğa düşmüş hissedeceksiniz. Uyarımı da yaptığıma göre şimdiden iyi seyirler...

Sevgiler...

Saklama Rehberi

                                          
Besinlerin kullanım ömrünü nasıl uzatabileceğinizi biliyor musunuz? Peki ya onları ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi? Eğer siz de benim gibiyseniz, birkaç temel gıda dışındaki hiçbir besin için net bir fikriniz olmadığına eminim. En basitinden, sizce elma ne kadar bir süre saklanabilir? Lezzetini, sertliğini ve tazeliğini yitirmemesi için ne yapmak gerekir? Oturup her besin maddesi için internette araştırma yapmanıza gerek yok: http://saklamarehberi.com, tüm bu bilgilere tek bir kaynaktan ulaşmanızı sağlıyor.

Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma tarafından hazırlanan (ve tamamen ücretsiz şekilde kullanılabilen) sitede; hamur işleri, süt ürünleri, meyveler, sebzeler ve et ürünleri ile ilgili merak ettiğiniz her bilgi yer alıyor. İlk olarak, tüm bu besinlerin ideal kullanım sürelerinin ne olduğunu, daha sonra da bu kullanım süresini nasıl uzatabileceğinizi öğreniyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi, derin dondurucu kullanmak tüm gıda maddelerin daha uzun süre dayanmasını sağlıyor. Ancak, örneğin karidesi derin dondurucuda saklayabilir misiniz? Peki ya yazın aldığınız, lezzetli ve sulu bir karpuzu derin dondurucuya koyup, kışın yiyebilir misiniz? Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının cevaplarını Saklama Rehberi web sitesinde kolayca bulabiliyorsunuz. Hepsi bu kadar değil: Sitenin “Alternatif Bilgiler” bölümünde, evde kolayca hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler yer alıyor. Evde nasıl mocha yapabileceğimi, meyvelerin kararmasını nasıl önleyebileceğimi, hatta unsuz kekin nasıl yapılacağını bile öğrendim. Laf aramızda, kot pantolonların derin dondurucuda temizlenebileceğinin de haberdar oldum! (Kotu fırçaladıktan sonra bir poşete koyup derin dondurucuda 1 gün boyunca bekletiyorsunuz.  Şaşırtıcı, değil mi?)

Türkiye’nin ilk gıda saklama rehberi olan http://saklamarehberi.com, beni şaşırtacak ölçüde bir içeriğe sahip ve her birini okumaktan büyük keyif aldım. Eğer sizin de bir derin dondurucunuz varsa, bu siteyi muhakkak ziyaret etmelisiniz. Derin dondurucunuz yoksa bile gıdaları nasıl daha sağlıklı tüketebileceğinizi, ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi ve basit, pratik, lezzetli tarifler ile ipuçlarını Saklama Rehberi web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Grand Hyatt İstanbul’da 2018’e Unutulmaz Bir Başlangıç Yapın


Grand Hyatt İstanbul, bu yıl da hem noel hem yılbaşı için hazırladığı birbirinden güzel menülerle misafirlerini bekliyor.  Gas Brothers ve Utku Yurttaş yılbaşı yemeği süresince jazz, piano ve 70’lerden günümüze popüler müzikleri çalacaklar. Gece, Gas Brothers’ın perküsyon show’unun da yer aldığı performans ve after party ile devam edecek.
Noel Menüsü, Grand Hyatt İstanbul’da
Grand Hyatt’ın içinde bulunan 34 Restoran, içinde leziz hindinin de olduğu Noel Yemeği özel menüsü ile 24 Aralık Pazar günü aile kutlamaları ya da arkadaş buluşmaları için ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 24 Aralık akşam başlayan ziyafet 25 Aralık Pazartesi günü öğlen ve akşam da devam ediyor.  Kişi başı 218 TL olan menü için önceden rezervasyon gerekiyor.

Yılbaşı gala yemeği ve eğlencesi
Yeni yıla sevdikleriyle beraber güzel bir başlangıç yapmak isteyenleri 34 Restoran’ın deneyimli şeflerinin elinden çıkan geleneksel Türk ve Akdeniz mutfağının lezzetlerinden oluşan açık büfe bekliyor.
Gas Brothers ve Utku Yurttaş’ın yılbaşı yemeği süresince jazz, piano ve 70’lerden günümüze popüler müziklerin çalacağı gece, Dining salonunda Gas Brothers’ın performans sergileyeceği, perküsyon show’unda dahil olduğu after party ile devam edecek. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam edecek after party, yılbaşı ücretine dahil.
34 Restoran’da, 31 Aralık Pazar günü saat 20:00’de başlayan ve gece yarısı 02:00’ye kadar sürecek olan yılbaşı gala yemeğinin kişi başı fiyatı limitsiz yerli alkol içecekler 518 TL, limitsiz yerli & yabancı içecekler dahil fiyatı ise 618 TL. Minik misafirler için de kişi başı fiyat 318 TL.


Keyifli geçen yılbaşı gecesinin ardından 1 Ocak Pazartesi günü saat 12.00-16:00 arasında 34 Restoran’daki brunch’ta arkadaşlarınızla, ailenizle, sevdiklerinizle yeni yılın ilk gününü kişi başı fiyatı 218 TL olan brunch ile keyifli bir şekilde geçirebilirsiniz. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

The Space Between Us


Ayy bloguumm benimm nasıl da özlemişim seni...
Kürkçünün dönüp dolaşıp geleceği yer misali yine buldum seni.

Merhaba arkadaşlarım. Sizleri de özledim.
Bugün sizlere hoş bir Amerikan filminden bahsetmeye geldim. Okuduğunuz üzere The Space Between Us 'dan bahsediyorum. 

Bu aralar uzay filmlerine takılmışım gibi her izlediğim ABD filmi uzayla alakalı ya da direkt uzayda geçiyor.  Bir önceki yazımda hatırlarsanız Passengers anlatmıştım.

The Space Between Us daha gençlere hitaben anlatılmış bir uzay filmi. Mars'ta doğup Mars'ta büyüyen Gardner artık Dünya 'dan bu kadar uzak kalmak istemediğini fark eder tabii bunda internet üzerinden görüştüğü Dünyalı Tulsa 'nın da etkisi büyük. Ama Gardner 'ın asıl isteği hiç görmediği babasını bir kez olsun görüp ona ben senin oğlunum diyebilmek. 

Elbette Mars'a gitmek kadar oradan gelmek de zor. Gardner 'ın Dünya'ya dönüş serüveni, Dünya'ya ayak uydurmakta zorlanması çok eğlenceli yer yer de üzücüydü. 

Gardner 'ı canlandıran Asa Butterfield 'ın oyunculuğunu mu yoksa gözlerinin güzelliğini mi anlatmalıyım önce bilemedim. Çok genç olmasına rağmen gerek komedi gerekse dram sahneleri olsun pek çok şey kattığını düşünüyorum.
Galiba iki genç koyalım bu filme ikisi de çok güzel olsun izleyicinin dikkatini dağıtalım beğendim sansınlar diye mi düşünüp seçtiler kadroyu bilemedim. Tulsa 'yı canlandıran Birtt Robertson ne kadar güzel bi kızdı öyle. İzlerken siniriniz bozulabilir hanımlar dikkat edin :D

İzleyiciyi pişman etmeyen, ufak tefek sürprizler yapan, sonunda 'yahu ne olacak bu çocuğun hali' tarzında nidalarla izleyeceğiniz keyifli bir gençlik filmi diyebiliriz. Çünkü tarzının ağır topları yanında bi parça hafifletilmiş bir anlatımı vardı.  Kafa dağıtmak için güzel bir filmdi. Tavsiye ederim...

Sevgiler...

Kullanım Kolaylığı ve Estetik Bir Arada

Derin dondurucuların faydalarını anlatarak zamanınızı almayacağım, uzun süreli gıda depolama için başka bir seçeneğin olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Henüz bilmiyorsanız da, bu yılki Kurban Bayramı’nda öğreneceksiniz zira etleriniz buzdolabı içerisinde en fazla bir hafta dayanacak! Yani ister et, isterse de diğer gıdalar için uzun süreli depolama yapmak istiyorsanız, bir derin dondurucu kullanmanız gerekiyor. Bu bakımdan iki seçeneğiniz var: yatay ve dikey derin dondurucu modelleri. Yatay olanlar bir sandığı andırıyor ve kapakları üst kısımda yer alıyor. Dikey olanlar ise aynı bir buzdolabı gibi: Kapakları ön kısımlarında bulunuyor ve (isminden de tahmin edebileceğiniz gibi) dik şekilde kullanılıyorlar. Ben, tercihimi dikey derin dondurucu modellerinden, hatta daha net söyleyecek olursak, UED 5170 DTK A++ modelinden yana kullandım.
                                                               
Neden derseniz, her şeyden önce Uğur Soğutma markası güven veriyor. 60 yılı aşkın bir süredir derin dondurucu üretiyorlar ve bu nedenle benzersiz bir uzmanlıkları bulunuyor. Unutmayın, bu cihazları on yıllar boyunca kullanmak için alıyorsunuz ve he sağlamlıkları, hem de servis ağlarının yaygınlığı önem taşıyor. Uğur Soğutma, her iki bakımdan da beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor. Gelelim tasarıma: UED 5170 DTK A++, dikey bir derin dondurucu modeli. Ben bu tasarımı seviyorum zira kullanması daha pratik geliyor: Aynı bir buzdolabı gibi rahatça kullanabiliyor, hatta buzdolabının yanına koyarak uyumlu ve estetik bir görünüm elde edebiliyorsunuz (ben öyle yaptım, tavsiye ederim).
UED 5170 DTK A++ yalnızca 46 kilo, yani kimseyi çağırmama gerek kalmadan bir köşeden diğerine kolayca taşıyabiliyorum. İç hacmi 170 litre, sadece benim değil, komşularımın gıdalarını bile depolamaya yetiyor! A ++ enerji sınıfında olduğu için, neredeyse hiç elektrik harcamıyor. En sevdiğim özelliği de, elektrik kesintilerinde bile içindekileri 15 saat boyunca korumaya devam edebilmesi oldu. Sık sık kesinti yaşanan bir yerde oturuyorsanız, emin olun bu özellik çok işinize yarayacak. Satın almak için https://satis.ugur.com.tr/item/ued-5170-dtk-a/100028 adresini kullanmanızı tavsiye ederim, peşin fiyatına 12 taksit yaptırarak kredi kartınızla alabiliyorsunuz. Geniş iç hacimli, dayanıklı, pratik ve uygun fiyatlı bir derin dondurucu arıyorsanız, UED 5170 DTK A++ modelini gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
                                     
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Meryem (2017)

Yeni yeni Kore draması izlemeye başlamış kişilere öneri yapacak olsam ilk 10 dizinin içine Secret Love kesinlikle girer. Çoğu izleyici de benim gibi düşünüyordur eminim. 
Güzel ülkemin güzel yapımcıları da bunu göz ardı edemeyip Secret Love dizisini Meryem olarak uyarladılar. 
İlk bölümü izledim diyemeyeceğim sanırım ilk saat sonunda bıraktım. Gönlümde yer etmiş hatta kalbimizi paramparça etmiş böyle güzel bir dizinin heba edilmiş oluşu çok üzdü beni. 

İzlerken şöyle hissettim. Bir grup üniversite öğrencisi iyi oyuncularla proje hazırlamış da onu izliyorum. Sanırım o da çekim açıları ve bölüm içerisinde çalan müzikler yüzünden kaynaklandı. Yoksa oyuncular iyi yani. Tamam gönül isterdi ki daha çok sevdiğim güçlü ve yaşları da biraz büyük oyuncular olsun ama yine de olmamış  değildi kadrosu. 

Tam hatırlayamıyorum ama polislerin fazla oluşu baş erkek karakterin de arkadaşı ekstra yazılmış karakterler. Bu konuda hatırlayanlar yorum yaparak beni aydınlatırlarsa sevinirim. Yanlış bilgi vermek istemem. 

Ben ve benim gibi hoşlanmamış olanlar orijinalini izleyip onu daha çok sevdikleri için böyle düşünüyorlardır sanırım yoksa Türk halkının tam seveceği türde entrika ve dramın hayli çok olduğu bir dizi. Keşke eylül ekim gibi başlasaydı. İzleyicisi biraz daha fazla olurdu bana göre.
Umarım senaryoya bağlı kalınır ve çok uzatılmadan tadında bitirirler. 

Sevgiler...

Passengers (2016)

Fragmanlarıyla, mini tanıtım filmleriyle sabırsızlıkla beklediğim ama sinemada izleme şansına erişemediğim Passengers 'ı sonunda izledim. Bu kadar bekledin değdi mi diyeceksiniz. Bence değdi. 
Açıkçası Jennifer Lawrence sevgim yüzünden bekliyordum filmi en çok ancak film beni daha güzel karşılayamazdı. Chriss Pratt 'den bahsediyorum. Anlamışsınızdır. Daha önce Chriss Pratt 'i izlediğim bir film vs olmamıştı. Buna rağmen acayip sevdim. Gerek oyunculuğu gerekse kendisi olsun en sevdiğim aktörler sıralamasına girdi :)

Yanlış hatırlamıyorsam bu filmi IMAX  olarak da vermişlerdi. Yine yanlış hatırlamıyorsam uzay, yıldızlar falan derken bu filmi IMAX ekranında izlemenin daha güzel olduğunu duymuştum. Üzerinden çok zaman geçti kusura bakmayın hafıza kendini imha edebiliyor arada sırada :) O sebeptendir ki bu filmi sinemada izleyemediğim için çok üzüldüm izledikten sonra. 

Gelecekte teknoloji bu filmdeki seviyeye gelse bile (o kadar da zengin olduğumu varsayıyorum) yine de böyle bir maceranın içine kendimi atmam diye düşünüyorum. Hadi diyelim uzayda herhangi bir yere gittik geri geldiğimizde yıllar geçmiş olacak ve tanıdığım tek bir kimse bile olmayacak. Gerçek bir yalnızlık bu olur herhalde insan için. 

Velhasıl filmi izlediğim için pişman değilim. Uzay ve aşk filmlerini seviyorsanız kesinlikle şans vermelisiniz. Vasat bir film değildi ama başyapıt da değildi. Keyifli vakit geçirebileceğiniz, ailece izlememenizi tavsiye edeceğim bir film.

Sevgiler...

Şık Mutfaklar İçin Ankastre Renkli Buzdolabı

Siz de ankastre renginin mutfaklara çok yakıştığını düşünenlerden misiniz? Bu yıl ankastre renklere ilgi çok fazla: Gümüş grisi bu renk, mutfaklarda hakikaten güzel duruyor ve bulunduğu her ortama değer katıyor. En çok da buzdolabı modellerine yakıştığını düşünüyorum, ankastre renkli buzdolapları mutfakların gerçekten de havasını değiştiriyor. Bu nedenle Uğur Soğutma’nın UES 585 D2K NFI A++ isimli buzdolabı modelini görür görmez sipariş etmeye karar verdim: Ankastre renginin en şık tonunu kullanıyor.

Sevdiğim bir renge sahip olması, tek tercih nedenim değildi elbette. Uğur Soğutma’yı gayet iyi tanıyorum, 60 yıldan fazladır derin dondurucu modelleri ile soğutucu cihazlar üretiyor. Açıkçası, bu sektörde rakibi olduğunu düşünmüyorum ve buzdolabının da bir soğutma uzmanından alınması gerektiği kanaatindeyim. Hem markayı, hem de ankastre rengini görür görmez satın alma kararı vermem bundan kaynaklanıyor. Buzdolabını yaklaşık 3 aydan bu yana kullanıyorum ve izlenimlerim şöyle:

İç hacmi 585 litre ve fazlasıyla yeterli geliyor. Açıkçası bu büyüklükteki bir iç hacmi, çoğu marka ancak en üst düzey ve en pahalı modellerinde sunabiliyor. ’da ise standart geliyor! Buzdolabı içerisindeki şeffaf sebzelik bölümü özel, zira nem kontrolü yaparak sebzelerin daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Ayrı bir “0 derece” bölümü de var, süt ve et ürünlerini bu bölüme koyarak kullanım ömürlerini uzatabilirsiniz.

Buzdolabının no-frost özelliği var ve dondurucu bölmesinin kapasitesi tam 97 litre. Çoğu aile için fazlasıyla yeterli olacak bir kapasite bu. Isı kontrolü tamamen otomatik, bu da maksimum seviyede enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Dış kapağı üzerinde bir LED gösterge var, hem çok şık duruyor ve hem de kapağı açmadan buzdolabı kontrollerine ulaşmanızı sağlıyor. Buzdolabını geceleri de kullanmayı sevenlerdenseniz hiç merak etmeyin: LED aydınlatması, toplam 5 adet temperli cam rafı mükemmel bir şekilde aydınlatıyor. Fiyatının çok üzerinde özellikler sunan UES 585 D2K NFI A++ modelini satın aldığım için çok mutluyum, mutfağım hem çok daha şık bir hale geldi ve hem de çok kaliteli yeni bir buzdolabım oldu! https://satis.ugur.com.tr/item/ues-585-d2k-nf-a/100030 adresinden siz de sipariş verebilir, ödemenizi 12 taksit halinde yapabilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Defendant (2017)

ji sung defendant
Daha şu afiş internete düştüğünde bile dizi beni heyecanlandırmıştı. Yalan söylemeyeyim bir parça çok mu erkekvari bir dizi diye düşündürmedi değil ama ne olursa olsun izlenecekler listeme çoktan eklemiştim. Neden mi? Tabii ki Ji Sung 💕
Not: Bu yazımda kalpler epey havada uçuşacak. Ji Sung sevmeyen varsa yazımdan hoşlanmayacaktır. Öyle biri olabilir mi acaba yaa? Bunu cidden soruyorum :)

Yalnız afişteki ayrıntı dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama Secret dizisinin afişiyle azıcık benzerlik taşıyor oluşu da diziyi izlememiz için bilinç altımıza işlenmeye çalışılmış gibi geldi bana :)


Ji sung gif
Kim der şu adam 40 yaşında diye. 💕 Baksanıza şuna her dizisinde daha da alımlı, daha yakışıklı, daha kendinden emin çıkıyor karşımıza. Kore'de oyunculuk bağlamında Ji Sung 'un üzerine çıkan var mı diye düşündüm ama bulamadım. Adamın muhteşem bir yelpazesi var. Her yıl dizi çekiyor olmasına rağmen her rolünde bir başkasını oynadığına sonuna kadar ikna ediyor izleyenini. 💕
Abartmıyorum adamın muazzamlığından dolayı ara sıra diziyi durdurup başka işlerle meşgul olmuşluğum bile oluyor. 💕 Bunu her dizisinde yaşıyorum. Bakınız en yakın örneği : Entertainer 



kwon yu ri gif
  Allah biliyor ya bu kızın şarkıcı olduğunu öğrendiğim an 'işte Entertainer faciasının benzeri geliyor' dedim. Ama neyse ki hem oradaki gibi cılk bir aşk ilişkisi görmedik hem de hanım kızımızın sahneleri azdı ekranda kalma süresi de bununla doğru orantılıydı buna ek olarak oyunculuğunu da kötü bulmadım, tamam muazzamdı da diyemem ama kötü değildi.




defendant gif

Uhm Ki Joon daha önce bu oyuncuyu izlediğime eminim ama nerede olduğunu hatırlamıyordum izlerken. Şimdi yazımı yazarken araştırdım izlediğim yer bi tek So Ji Sub 'un başrolünü oynadığı Ghost dizisiymiş. 2012 deki rolüyle kendisini hatırlamam epey güç benim için. Aklımda da yer etmemiş ama sanırım orada da kötü bir karakterdi. Bana kalırsa bu dizideki iyi ağabey rolü onu daha cool gösteriyordu. Umarım her dizide kötü adamı oynamıyordur :)

ji sung defendant gif

18 Bölüm bu dizi için bence bir tık fazla olmuş 16 yla sıkmadan tadında bitirebilirlerdi. Son iki bölümü sadece Ji Sung ve sonunda ne olacak acaba düşüncesiyle sürdürebildim. Ama bu demek değil ki dizi çöp. Aksine farklı ve özellikle ilk bölümlerde kendini güzel izlettiren bir konusu var. Bunu gerek başrol gerekse yan rollerle taçlandırmışlar. 

Defendant ji sung gif

Kaliteli dizilerin bir elin parmağını geçmediği şu verimsiz günlerde (benim için öyle kusura bakmayın) Voice, Defendant gibi yapımlar nefes almamı sağladı diyebilirim. Kesinlikle izlemenizi önerebileceğim, keyifli, zaman zaman gerilim hissedeceğiniz, sinirden küplere binmenize sebep olacak karakterleri olan sağlam, kaliteli bir dizi Defendant. 

Sevgiler...

Queen of Ring (2017)

Mini dizileri seviyorum. Hele ki böyle fantastik ve romantik karışımı oldu mu tadından yenmiyor. 
Üstüne üstlük çok sevdiğim bir oyuncu da yer alıyorsa içinde muazzam bir hale geliyor.


Bu mini drama serisi 3 parçadan oluşan Three Colors Fantasy Series diye geçiyor.
1- White The Universe's Star 
2- Green Romance Full of Life
3- Gold Queen of Ring 
Ben diğerlerini izlemedim ama vakit bulduğum an onları da izlemek istiyorum... Ancak...
 Queen of Ring e bayıldım :)


Kim Seul Gi 'nin her oynadığı diziye ait olan yazımda söylediğim gibi... Senaristler, yapımcılar, cast ajanları bu kızı çok gözden kaçırıyorlar. Başrol oynayan bilmem kaç kızdan çok daha güzel bir yüze ve oyunculuğa sahip.  İsyanlardayım evet ama gerçekten hak ediyorlar.  




Benim de boyum kısa diye demiyorum ama böyle kısa boylu kızları da başrollerde sık sık görmeye başladık artık. Kısa boylu bir kız olarak bu beni fazlasıyla mesut ediyor <3
Gerek cameo gerek mini drama başrolü olsun çok güzel değerlendiriyor bence fırsatları. Cameo olarak yer aldığı diziler bile izlenilirliği yüksek diziler oluyor. 






Dizinin çekimleri başladığı sırada öğrenmiştim. Ahn Hyo Seop yari Queen of Ring 'deki erkek başrol daha önce Kim Seul Gi 'nin oynadığı Splah Splash Love ' da ikinci erkekmiş. Başrole yakışmış ama başka yerlerde de oynayabilir izin veriyorum :P




Lee Tae Sun 'u ise Entertainer 'dan hatırlıyorum. Bu dizide bir ihtimal başrol kızı kapar mı diye düşünmedim değil. Olsa ters köşe olurdu :) Ama mini drama sonuçta sonu başından belli. 



Mini dramamız zaten 6 bölüm ve her bölüm 30-45 dk arası değişiyor. Yani boş olduğunuz bir akşam arka arkaya Queen of Ring maratonu yapıp kendinizi çok mutlu edebilirsiniz. 
Başta da dediğim gibi romantik komedi ve fantastik ögeler içerdiği için epey eğlenceli ve tatmin edici bir mini dramaydı. Kesinlikle tavsiye ederim izleyin. 


Sevgiler...

Mim; Markalar



Bir Lahzanın Aksi bana değişik bir mim paslamış. Yıllar oldu herhalde mim yazmayalı o yüzden çok heyecanlıyım :)   Mimin konusu En Sevdiğim Markalar... 3 tane yazmam gerekiyor sanırım o yüzden bu üç hakkımı çok güzel kullanmalıyım. 


İlki hiç kuşkusuz Torku olacak. 
Peynirinden, bisküvisine, içeceğinden, et ürünlerine kadar A dan Z ye sanırım her kategoriden ürününü gözüm kapalı tüketebilirim. Ürünleri pazarlama stratejileri de çok ilginç söylemeden edemeyeceğim. Her ürünlerini her markette bulamıyorsunuz. Bu da beni o ürünü bulup almak için daha da teşvik ediyor :)

2 3 yıldır değiştirmediğim BB Cream markam olan Pure Beauty yi yazmazsam olmaz sanırım. 
Sadece BB kremini kullanıyorum ama en azından size bunu tavsiye edebilirim. Not: Sadece watsons mağazalarında satılan bu ürün Kore menşeilidir.

Sony de teknolojik markam olsun o zaman. Yıllar önce sanırım -18 yıl olmuş- walkman lerin meşhur olduğu o güzel yıllarda babam bana Sony marka bir walkman almıştı. Hala sağlamdır. Kullanma ihtiyacı olduğu için dayıma verdim hatta. Şu sıralar da Sony kulaklığım var ve çok memnunum. Ses konusunda çok hassas bir insan olduğum için, detayları duymak ya da basları keyifle dinlemek en sevdiğim şeylerdir, çok memnun kaldığımı söylemeliyim. Şu sıralar oynadığım oyunda da ses çok önemli bir detay olduğundan özellikle sony marka kulaklıkları tavsiye edebilirim. Tabii ki 15 20 liralık uyduruk olanlar maalesef bu kategoriye girmiyor. 


Sizler benim sevdiğim markalar hakkında ne düşünüyorsunuz. Lütfen yorum olarak yazın. 
Ben de mimi sevgili @koregünlüklerim e ve @diaryofmelly ye paslıyorum. Keyifli mimler hanımlar...

Sevgiler...

Fi (2017)

puhu tv
Uzun yıllardır kitapları dolanır durur.
Fi, Çi, Pi... 
Hiç de merak edip alıp okuyayım şunu demediğim bir seriydi. Ben gayet edebi, ağır bir roman olarak zihnimde tasvir ederken aslında -söylentilere göre- sanat camiasındaki ünlü kişilerin isim ve mesleklerinin değiştirilip romana aktarılmış hali olduğunu öğrendiğimde büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, okumaktan tamamen vazgeçmiştim. 

fi mehmet günsür
Diziyi izlememin en büyük sebebi -tahmin etmesi zor olmasa gerek :) - Mehmet Günsür.
Ozan Güven 'in de hakkını yiyemem...

Dizi olacağından ve hatta internet dizisi olacağından dizi başlamadan 10-15 gün önce haberdar oldum. Nasıl alaka duymuyorum konuya siz düşünün. İlk tanıtımı arkadaşım gönderdiğinde Mehmet Günsür için izlerim demiştim. İlk bölümü izledikten sonra -hâlâ kitap olarak hayal edemiyorum bence dizi için gayet güzel bir konusu var- vay canına Türklerden böyle dizi nasıl çıkmış demedim değil. 

fi serenay sarıkaya

Peki bunu ne için dedim?..
- İlk gözüme çarpan çekim tarzı oldu. Renklerin uyumu, kullanılan mekanlar gözüme çok hoş geldi. 
- Oyuncular ise bir o kadar iyi uymuşlar rollerine. Serenay Sarıkayayı sevmiyor olmama rağmen bu dizide sevimsiz gelmedi gözüme. Ozan Güven ise sanki gerçekten Can Manay...  Diğer oyuncular da aynı şekilde. 
- İnternet dizisi olmasının ayrıcalığını ve avantajını sonuna kadar kullanmışlar. +18 Sahneler var ama isterseniz bir iki dk ileri sararak bunu izlememeyi tercih edebilirsiniz. Yanı sıra günlük hayatta sanki hiç kullanılmıyor  gibi küfür ve içki de biplenmiyor görüntüsü blurlanmıyor. TV de izlerken bu sansür işi beni çok rahatsız eder. Çünkü sansürleyerek daha fazla dikkat çekildiğine inanıyorum. 
- Ve bence en  önemli şey ise dizinin sesleri. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama -çekmediyse bundan sonra izlerken daha çok dikkat edin- sesler sanki sinemada film izlediğimde hissettiğim gibi bir his bıraktı üzerimde. Özellikle üzerinde uğraşılmış gibi, hatta oyuncuların ses tonu bile daha güzeldi. 
Ama diziyle ilgili anlam veremediğim tek şey ilk bölümün yayınlanacağı gün neden 3 bölüm birden yayınlanıldı? Hadi ilk üç bölümü yayınladınız neden ertesi hafta yeni bölüm yayınlamadınız? Bu bence izleyiciyi bi parça diziden uzaklaştırdı. Evet merak ediyorum 4. bölümü ama herkes benim gibi olmayacak belki. Çoğu izleyici benim gibi sinir oldu bu duruma. 

Değinmeden geçmek istemem Puhu TV deki Fi 'nin,  Blu Tv 'deki Masum 'dan daha fazla konuşulmasının en büyük nedeni Masum 'un ücretli yayınlanıyor oluşuydu. Yoksa bence Masum dizisinin de oyuncuları çok iyi ve tanıtım filmlerinden de heyecanlı olduğu aşikar. Keşke ilk olmasının yanında ücretsiz de olsaydı. Daha fazla izleyiciye ulaşabilirdi. 

Bir de kitabı okumadığım için bilmiyorum. Okuyan arkadaşlardan bilen varsa yazarsa sevinirim. Devamı olan Çi ve Pi 'nin bu karakterlerle ilgisi var mı yoksa yeni karakterler mi izleyeceğiz başrollerde? Araştırsaydın demeyin lütfen. Araştırırken kitaptan spoiler yerim diye bakamadım yoksa biliyorum ben de araştırmayı :) 

Sevgiler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma