The 100 - Kass Morgan // Okuyucu Yorumu


Okuduğum ilk bilim kurgu romanının The 100 olarak kayıtlara geçirelim. Zira daha önce bu tarzda kitap okuduysam da hatırlamıyorum. Go Kitap 'ın da yayınladığı ilk romanmış The 100.  
Go Kitap farklı kapak tasarımları ve The 100 dizisine konu olmuş ilk kitabıyla da kendini kitap severlere çok çabuk tanıttı ve sevdirdi de. 

The 100 'ın konusuyla ilgili çoğu kişinin bilgisi vardır ancak yine de bilmeyenler için konusundan azıcık bahsedeceğim. Spoiler yapmamaya özen göstereceğim merak etmeyin. :)
Dünyada meydana gelen bir nükleer felaketten sonra hayatta kalanlar çareyi Dünya'yı terk etmekte bulmuşlar ve 300 yıldır da evrenin bir köşesinde, uzay gemisinde yaşıyorlar. 18 yaşına gelmiş hapisteki suçlu çocukları tekrar yargılayıp suçlu bulunmaları taktirde uzay boşluğuna atıyorlar. Sebebi uzay gemisinin taşıyabileceği nüfusun sınırlı olması. Uzay gemisi artık yetmediği için Dünya'ya dönmek isteyen bu insanlar, hem nüfustan azaltmak hem de suçlu çocukları 'yararlı'  bir iş için kullanmak için Dünya'ya yolluyorlar. Dünya yaşanabilir duruma gelmiş mi bakmak için. Bundan sonrası kitabın heyecanlı kısmı... Yalnız azıcık demişim ama çok mu uzun oldu ne?

Dizisini biliyor musunuz bilmiyorum ama diziyle epey farklı gittiğini gördüm kitabın. Dizinin 3-4 bölümünü izlemiştim. Ama farklar bariz olduğu için gözümden kaçmadı.

Kitabın her bölümü farklı bir karakterin yaşadıklarını anlatıyor. Birebir karakterin kendi ağızlarından anlatılmamış. 3. kişi gözüyle anlatılıyor. Bu durumu başta garipsesem de sonradan alıştım. Her bölümün farklı kişiyi anlatmış olması da olayı farklı açılardan görmemizi kolaylaştırıyor.

Kitabın sevmediğim yanı bölümler içinde flashback yapılmış ama normal zamandan ayırt edici bir işaret konmamış. Bu normal mi bilmiyorum okuduğum çoğu kitap bu geçmiş zamanı anlatan bölümü ayırmak için nokta yıldız bir şey koyup ayırıyordu. O an bir noluyoruz durumu yaşayıp bi an sonra ' ha geçmişi anlatıyormuş' diyerek okudum. Biraz kafamı karıştırdı işte.

Bir de okurken rahat değildim. Onun da sebebi kitap kapağının mıknatıslı oluşuydu. Kapak çok güzel ama kullanışlı değil maalesef. Ortalarına geldiğimde mıknatıslı tarafını araya kapatsam karton kırılacakmış gibi geldi. Okurken sağ sayfa üzerine gelen mıknatıslı kapağı ayrıca tutmam gerekti vs. O yüzden bu duruma Go Kitap! ın bir çare bulmasını tavsiye ediyorum. - Ne kadar dikkate alınırım muamma tabii ama :D -

Bunun yanında kapaktaki ışıltılı kısımın da gayet dayanaklı olması gözümden kaçmış değil. Ne var ne yok anlatayım da rahatlayayım. Okurken bu durum çok hoşuma gitmişti çünkü.

İlk kitabın sonu heyecanlı yerde bitti. 2. ve 3. kitaplar da çıktığına göre kısa zamanda onları da okumaya can atıyorum.

Serinin kitapları
1: The 100
2: The 100: 21. Gün
3: The 100: Eve Dönüş

Sevgiler...

4 yorum:

  1. Madem bu tarz da okuduğun ilk kitap bu o zaman sana kitap tavsiye edeyim :) Jean Christophe Grange'ın kitaplarını okuyabilirsin. Benim okuma alışkanlığımı kazanma sebebimdir kendisi :) Tüm kitapları güzeldir ama "Siyah Kan" başkadır tabi. Onla başlayabilirsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsterim valla değişikmiş bilimkurgu da. Çok öyle bayılmadım ama güzeldi.
      Hemen bakıyorum önerilerine şuan alamayacak olsam da okunacaklara not ettim ^^

      Sil
  2. The 100 henüz bitirmemiş olsam da favori serilerimdendir.Güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Favori serim olmasa da okunabilir buldum. Teşekkür ederim ^^

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma