Labirent; Ölümcül Kaçış

The maze runner

Filmi çıkan seri kitaplardan bir yenisiyle karşınızdayım. Distopik kitapları okumayı seviyorum. Bu da güzeldi ama filminin daha iyi olacağı kanısında olduğum kitaplardan. Okumamın üzerinden bayağı bir zaman geçtiği için fazla detay veremeyeceğim. Sanırım kitapta aradığımı bulamadım.

Yazarın dilini akıcıydı ancak heyecanlı bir kitap olması gerekirken o kadar da merak uyandırıcı değildi bana göre. Ek olarak bölüm sayısı 60'ı falan bulmuştu galiba. 10-15 sayfada bir bölüm değiştirdiği oldu. Bu biraz tuhaf gelmişti daha önce böyle bir şeye rast gelmedim.

Spoiler yapmamaya çalışarak konusundan bahsetmek isterim.
Thomas 'ın hafızasını yitirmiş bir şekilde, neden ve nasıl geldiğini anlayamadan kendini bir labirentin içinde bulmasıyla başlıyor kitap. Fakat bu labirentte sadece Thomas değil kendisi gibi genç erkeklerden oluşan bir topluluk var. Buradaki hiç kimse Labirent'e neden geldiğini bilmiyor. Yapabildikleri tek şey ise gün ışığıyla birlikte açılıp gecenin çökmesiyle kapanan labirentin çıkış yolunu bulmaya çalışmak. 

Hikaye distopik demiştim. E distopya olan yerde insan ürünü varlıklar olmaz mı olur. Yazar James Dashner bu konuyu da unutmamış. Kitapta Izdırap Verenler olarak geçen bu yaratığımsı varlıklar gecenin çökmesiyle ortaya çıkıp önüne çıkan ne varsa yok etmeye başlıyorlar. 

Izdırap verenler


Kitabın size kapana kısılmışsınız gibi bir his vermesi gerekirken maalesef olmuyor. İsminin bile beni daha çok gerdiğini söyleyebilirim. 

Gelelim filmine. Tam da tahmin ettiğim gibi; filmi kesinlikle kitabına göre daha güzel olmuş. Tabii ki her macera/distopik kitabın filmi daha güzel olacak diye bir şey yok, tamamen yazarın kitaba heyecan katamamasından kaynaklanıyor
.

Thomas karakteri için Dylan O'brien'ı seçmelerine çok sevindim, Teen Wolf'ta patlayan oyunculuğunu devam ettirmesi için çok iyi oldu ve hakkını vererek de oynamış. 

Ve bir de Newt karakteri vardı. Filmin sonuna kadar ''eheh 13 yaşındaki bebe'' diyerek izledim ama yaşını öğrenince şok oldum. 24 yaşındaymış. Yaşına göre benden daha çocuksu bir yüzü gördüğüm için mutluyum, huzurluyum.


Filme kitabı okumayan bir arkadaşımla gittim, okumamasına rağmen gayet güzel anladı ve çok da beğendi. Yani illaki okuyup da gideyim diyeceğiniz filmlerden değildi. Zaten kitabı da o kadar çok ezdim ki, okuyacağınız varsa da hevesinizi kırmış olabilirim. :) 
Özür dileyerek yazımı sonlandırıp, sessizce uzaklaşıyorum. ^^

Hoşça kalın...


Follow my blog with Bloglovin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma